Son günlerde çokça konuşulan telomer tedavisi nedir? ve telomerlerin kanser ile olan ilişkisi nelerdir? hakkında olan bu yazımızla, konuya bir nebze de olsa açıklık getireceğimizi düşünüyoruz.
İnsan vücudunda 100 trilyon hücre bulunur. Kök hücreler ile birlikte yumurta ve sperm hücreleri vücudun % 99 oluşturan somatik hücrelerden önemli bir farka sahiptir. Bu hücrelerin telomeraz aktivitesi sonsuzdur. Yani bu hücreler hiç yaşlanmadan, faaliyetlerini sürdürebilirler. Hatta dış ortamdan bir zarar görmezler ise sonsuza kadar bölünme yetenekleri vardır.
Diğer hücrelerin ise DNA sarmalında telomeraz aktivitesi ilgili genin aktif olmaması sebebi ile hücre sahip olduğu telomer boyu kadar yaşayacaktır. Telomer boyu hücrenin her bölündüğünde azalan bir kronometre gibidir ve hücreye bir yaşam limiti koyar.
Bu kronometre, hücre bölünmesi haricinde kişinin olumsuz yaşam koşullarından da etkilenip kısalır. Kritik düzeyde telomeri kısalmış hücre, yaşamını sürdüremez. Günümüz yaşam koşulları altında, telomer limitimiz olan 120 yıllık ömrümüzü çok daha kısa bir zaman diliminde bitiririz. Bitirme sebeplerimiz çoğu zaman beslenme, egzersiz eksikliği, stres ve yaşlanma sürecine bağlı hastalıklardır.
Kanser bir grup hücrenin mutasyona uğrayarak sonsuz çoğalma haline geçmesidir. Yapılan klinik çalışmada bir hücrenin kansere dönüşmesinde telomer boyunun kısa olmasının gerekli önemli şartlardan biri olduğu gözlemlenmiştir. Uzun telomerlerin ise kanser ve yaşlanma hastalıkları olarak sınıflanabilecek kalp, alzheimer, demans gibi hastalıklara yakalanmada koruyucu rol oynadığı anlaşılmıştır.
Ancak birçok bilim insanı kanserli hücrelerin telomeraz aktivasyonunun sonsuz olduğunu görünce, telomaraz enzimini mercek altına almışlardır. Bir hücrenin kanser hücresine dönüşebilmesi için sadece telomeraz aktivitesinin artışı yeterli değildir. Telomer kısalığı bir faktör olmak ile beraber ayrıca hücre kontrol yolaklarının bozulması, gen mutasyonları vs gibi oldukça karmaşık bir süreci atlatabilmesi gereklidir. Kanser hücresi bu aşamaları geçtikten sonra telomeri kısa olduğundan bölünmeye başladığında yine ölüm ile yüz yüze gelecektir. Bu zorluğu telomeraz genini sonsuz hale getirerek aşar. Artık kendisini sonsuz kopyalama yeteneğine sahip bir kanser hücresi haline gelebilmiştir.
Telomeraz enziminin fazla olması kansere yol açar mı? Ya da kanserli hücre bu enzimi dışarıdan alırsa daha fazla çoğalır mı?
Yapılan araştırmalar; telomeri kısalmış ve direnci zayıf bir hücrede kötü yaşam koşulları ile mutasyon çoğu zaman kaçınılmaz olduğunu göstermiştir. Telomeraz enzimi vücutta olduğu için oluşabilecek bir durum değildir. Ağızdan alınan bir destek veya başka bir etmen ile telomeraz enziminin aktive edilmesi ile mutajenik bir hücrenin salgıladığı enzim düzeyi arasında binlerce kat fazlalık vardır. Yapılan araştırmalar, telomeraz enziminin kansere sebep olmadığı ve hatta anti kansorejen koruyucu etkilerinin olduğunu dahi göstermiştir. (Bu konuda bir saygın top dergisinde telomerazın bir onkogen olmadığına dair bilgi vardır)
Diğer olumlu taraf ise, iyi yaşam koşulları altında ve telomerleri uzun hücrelerin mutasyona uğrama olasılığının epeyce azalmasıdır. En kötü kansorejen bir saldırıda bile güçlü bir metabolizmada mutasyonu uğramış hücre; telomerleri güçlü bir bağışıklık sistemi hücreleri tarafından yok edilecektir. Keza her insanda gün içinde çok sayıda kanser hücresi oluşmakta ve bağışıklık sistemi sayesinde yok edilmektedirler. Dolayısı ile asıl hedeflerimizden biri de bağışıklık sistemindeki hücrelerimizin telomerlerini uzun tutmak yani onları fonksiyonel kılmak çok önemlidir.
Sağlıklı beslenmek, kanserojen çevre koşullarından uzak durmak, stressiz ve dingin bir zihinle telomerlerimizi kısaltmadan 100 yılı devirip eskilerin deyimiyle DALYA yapabiliriz…
Genç yaşayın, uzun yaşayın…