Telomer testi adı ile alakası olan bir test değildir. Yani bu test size ne kadar ömrünüz kaldığını söylemez. Ancak bu test size ne kadar hızlı yaşlandığınız hakkında çok net yol gösterir.
Eğer 40 yaşındaysanız ve biyolojik yaşınız 55-60 çıkıyor ise siz artık bu yaş grubun sağlık risklerine maruz kalacaksınız anlamına gelir. Dolayısı ile doktorunuz ile birlikte sizi hızlı yaşlandıran etkenleri bulmak ve tedavi etmek yaşlanma sürecinizi kontrol etmenizi sağlar. Telomer Analiz Testi yıllık olarak yaptırılabilecek bir test olup 1 yıldan erken yapılması önerilmez. Genel bir giriş yaptıktan sonra telomer uzunluğunun genel sağlımızdaki etkisi hakkında biraz detaylı inceleme yapalım.
Yazımızda telomer uzunluğunun sağlığımız üzerindeki genel etkilerini Michael Fossel MD’nin 2016 yılında yayınlanan “Telomerase Revolution” isimli kitabındaki bir benzetmesini alıntılayarak aktarmak istiyorum. Michael Fossel MD 2000’li yıllardan bu yana telomer biyolojisi alanında tanınan hekimlerden biridir ve konu hakkında yayınlanmış bir çok kitabı mevcuttur. YouTube’da birçok bilimsel konuşmasına da ulaşabilirsiniz.
Fossel yaşantımızı bir tekneye ve sağlığımızı ise bir denize benzetiyor. Her denizde olduğu gibi denizin dibinde de bazı tepeler ve çukurlar olacaktır. Tepelerin bazıları çok yüksek bazıları çok kısa veya bazı çukurlar ise çok derin olabilir. Bunları insanın genetik yapısı ile gelen bazı sağlık riskleri olarak betimleyelim. Yüksek tepeleri genetik olarak bireye sorun oluşturabilecek yüksek hastalık riskleri olarak görebiliriz. Çukurlar ise genetik haritamıza göre sorun oluşturmayacak durumlar olarak düşünülebilir. Örneğin bir kişide bu risk kalp sağlığı ile ilgili olurken bir diğerinde kanser veya diğerinde Alzheimer olabilir. Hatta bir kişide birden fazla hastalığa karşı da genetik yatkınlık söz konusu olabilir. Herkesin sağlık denizinin zeminindeki durum tıpkı parmak izi gibi birbirinden farklı olacaktır. Bunlar genetiğimiz ile getirdiğimiz ve en azından şimdilik değiştiremeyeceğimiz riskler olarak tanımlanabilir. Ve biz sağlık denizimizde Yaşam adlı teknemizi olabilecek en uzak mesafeye, en keyifli yoldan sağlık ve mutluluk ile ulaştırmaya çalışıyoruz. Bu bizim dünyaya gelmekteki en temel amacımız.
Dr. Hayflick’in 1961’de tanımladığı insan ömrünün en fazla 125 yıl olabileceğine dair teorisini yeniden hatırlayalım. DNA’mızda yer alan biyolojik saatimizde telomerlerimizin bize müsaade ettiği en uzun yaşam süresi 125 yıl ile sınırlıydı. Tabi bu sürede her şeyin mükemmel olduğunu, stresin olmadığını, sağlıklı beslenme ve egzersizin yaşamımızın her anında uygulandığı ideal koşullar dahilinde geçerli olacağını da gözden kaçırmayalım. Yaşamımızdaki her seçimimiz aslında bu süreyi kısaltıyor. 125 yılın her bireyin genetik yapısına özel olduğunu vurgulamakta fayda var. Bazılarının telomerleri daha doğarken diğer bireylere göre daha kısa ya da uzun olabilir.
Grafikte de görebileceğiniz gibi denizin derinliğini Telomer uzunluğu ile betimliyoruz. Deniz ne kadar derin ise yani telomerler ne kadar uzun ise Yaşam teknemizi altta yatan genetik risklerden o kadar uzak tutabilmemiz mümkün olacaktır. Denizin altında yer alan sağlık risklerimizi değiştirebilme gücümüz olmasa dahi (şimdilik, genetik bilimi gen tedavileri ile olası hastalık risklerini yok etmeyi yani denizin dibini düz bir vadi gibi yapabilmek için hızla çalışıyor) en azından hücrelerimizi ve bedenimizi sağlıklı tutarak bu risklere Yaşam teknemizin çarpmasından kaçınabiliriz.
Deniz ne kadar derin ise yani telomelerimiz ne kadar uzun ise o denli sağlıklı ve hatta uzun yaşama şansına sahip olabiliriz. Grafikte de göreceğiniz gibi telomerlerin kısalması yani denizin sığlaşması erişecek olduğumuz yaşam süresini de kısaltmaktadır.
Hücrelerimizde asıl önemli olan en kısa telomerlerin ( < 4 kbase ) ne kadar olduğudur.
Telomerlerimizin uzun kalabilmesi yaşamdaki tercihlerimiz ile yakından ilgilidir. Diyet, egzersiz, stres, alkol ve sigara tüketimi gibi yaşamsal seçimler ile telomerlerimizin kısalmasını hızlandırmak mümkün olduğu gibi ayrıca kısalmayı yavaşlatmak ve hatta geri çevirmek dahi olasılıklar dahilinde görünmektedir. Yapılan klinik araştırmalarda yaşam tarzını değiştiren bireylerde telomer uzunluğunun yeniden artabildiği saptanmıştır.
Kısa telomerlerin özellikle yaşlanma ile bağlantılı hastalıklarda önemli rol oynadığı hakkında şu an için 20.000 klinik araştırma mevcuttur. Bireylerin telomer uzunluğundaki değişikliğin yıllık olarak ölçülmesi, yaş ile bağlantılı hastalıklara yakalanma riskini belirlemeye yardımcı olmaktadır. Cleveland Clinic’de artık Life Length Telomer Analiz Testi standart kardiyovasküler kalp check up programına alınarak risklerin erken dönemde belirlemesinde kullanılmaktadır.
Mevcut biyolojik yaş ve riskler belirledikten sonra yeniden telomer uzunluğunu geri kazanmak için yapılabilecek bir çok şey var. Hekimlerin hastalarına önermiş olduğu sağlıklı yaşam önerileri telomerler üzerinde çok etkili sonuçlar vermektedir:
• Daha yeşil ve sağlıklı bir diyet programı (Akdeniz diyeti),
• Düzenli ve yaşa uygun egzersiz,
• D vitamini seviyelerinin ölçülmesi ve desteklenmesi,
• Omega 3 kullanımı,
• Antioksidan desteklerin kullanılması,
• Alkol ve sigaranın bırakılması,
• Stresin azaltılması (düzenli meditasyonun telomerleri uzattığına dair yayınlar mevcuttur),
• Ve son olarak TA-65 besin desteğinin kullanılması.